Atatürk ile İnönü
Yıllardır bilinenler , bilinmeyenler üzerine yorumlar yapılıp , yazılıp çizilmektedir. Atatürk ile İnönü arasında ki yüksek bağı ve iyi dostluğu bilmeyen yoktur. Bir de bunun yanınada , aralarında geçen ünlü kırgınlıklarıda. Ben yorum yapmaktan çok , bu konuyu araştırıp yazmayı yeğledim. Ünlü Yazar Mehmet Barlas'ın Türkiye'de Darbeler ve Kavgalar döünemi adlı kitabı , bizlere Adnan Menderes , Celal Bayar , Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü'yü analtmaktadır. Anlatma derken , onların biyografik bilgilerini değil , yaşadıkları , düşünceleri ve stratejilerini çok güzel bir şekilde vermektedir. Hepinize tavsiye edeceğim bu kitaptan , çok şeyler öğreneceğinizden şüpheniz olmasın. Burada , Atatürk ile İnönü ilişkisi çok yakından ve tarafsız bir şekilde verilmektedir. Hiç kuşku yok ki , bu iki büyük devlet adamı , biri Türkiye Cumhuriyeti 'nin kurucusu , büyük insan Ulu Önder Atatürk ,diğeride onun daima sağ kolu olmuş , çok önemli görevlerde bulunmuş , Atatürk'den sonraki ikinci adam İsmet İnönü... Peki , bu kadar çok iyi bir arkadaşlıkları , dostlukları ve ortak siyasi birikimleri varken , zaman zaman neden tartışıp kavga ettiler ? Buna en güzel cevabı şöyle vermek gerekir...İnsanlar birbirlerini okadar çok sever ki , küserler , kavga ederler. Atatürk ile İnönü arasındaki de böyle bir şeydi. Mehmet Barlas , bu kitabında Demokrat Parti'nin Kurucusu , Türk Siyasetinin çok önemli bir ismi Celal Bayar ile röportaj yapma olanadığıda bulmuş ve Bayar bizlere bunu aynen böyle açıklıyor. İkisi arasında da büyük bir sorun yoktu. Yanlış anlamalar , alınmalar ve bunun gibi küçük olaylar. Atatürk , İnönü'ye oakdar çok güveniyordu ki , bir yere , göreve gittiğinde , sana emanet sözcüğünü esirgemeyen bir komutandı. Bu da İnönü'nün hoşuna giden bir şeydi ve Atatürk'ün dediklerinden çıkmazdı. Senelerce , aralarında çok büyük olaylar varmış gibi anlatılır , oysa dediğimiz gibi , birbirlerini sevmelerinden ötürü , dediklerini dinlemeyince , karşı karşıya gelmişlerdir. Her ne kadar karşı karşıya gelselerde İnönü , hiç bir zaman Atatürk'ü yarı yolda bırakmamıştır. Ya da Atatürk ondan vazgeçmiştir. Bu aralarındaki çekişmeyi ateşleyen bir başka sebep , iki büyük devlet adamının da inatçı olmasıdır. Atatürk , hiç ödün ve taviz vermeyen , sert ve güçlü bir kişilik. İnönü de düz , dediğim dedik bir insan. Hal böyle olunca , anlaşamıyor gibi gözükmeleri kadar doğal bir şey yoktur. Hatta kitap da geçen bir anıda , Atatürk İnönü ile konuşmadığı bir zamanda , yakın arkadaşlarına '' Bu işi İnönü'den başka kimse yapamaz , gidin de çağırın şu inatçı çocuğu '' dediği görülmektedir. Sevmeyen , ya da nefret eden bir kişi , arkadaşı için böyle konuşabilir mi ? Bir diğer geçen anıda da , Atatürk , yakın dostlarıyla deniz de bir kayıkla yol almaktadır. Yakın arkadaşları , İnönü'nün evini gösterip , oraya doğru gitmek isterler , Atatürk ise '' Bırakın biz yolumuza bakalım '' gibi bir izlenim izlediği yazılmaktadır. Yani kırgınlık , inatlaşma , ama hepsinin souncuna bakıldığında büyük bir sevgi ve kardeşlik duygusu ortaya çıkıyor. Nitekim , birbirlerine olan güvenleri , çoğu zaman kafa kafaya verip dertleşmeleri , toplantılara girmeleri , aynı masada yemek yemeleri , bir çok birlikte geçirdikleri altın dakikalar. Zaten öyle güvenmişler ki , öyle birlik ve beraberlik içinde çalışmışlar ki , tarih bizlere doğruyu gösteriyor ve iyi bir çizelge çıkartıyor...1. Cumhurbaşkanımız Mustafa Kemal Atatürk , 2. Cumhurbaşkanımız İsmet İnönü...Bu iki büyük isim hakkında daha detaylı bilgi , ya da CHP'nin ilk kuruluş dönemi , cumhuriyet dönemi , ya da Adnan Menderes , Celal Bayar ve Demokrat Parti hakkında daha detaylı bilgi almak istiyorsanız , Barlas'ın bu muhteşem kitabınızı almanızı tavsiye ediyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder